Haber

Trabzon’da LGS birincisi olan öğrenci genetik mühendisi olmak istiyor

TRABZON’da Liselere Geçiş Sistemi’nde (LGS) 500 tam puan alıp Türkiye birincileri arasına giren Ömer Kaan Cansu (14), “Ailemin bana desteği, başarılı olmamda çok önemli rol oynadı. Bu işin sırrı çok çalışmak. Genetik mühendisi olmak istiyorum” dedi.

Türkiye genelinde 1 milyon 38 bin 192 öğrencinin katıldığı LGS sonuçları açıklandı. Özel Trabzon Bahçeşehir Koleji 8’inci sınıf öğrencisi Ömer Kaan Cansu, LGS kapsamındaki merkezi sınavda tüm soruları doğru yanıtlayıp 500 puan aldı. Sonuçların açıklanmasıyla büyük sevinç yaşayan Cansu, ailesiyle mutluluğunu paylaşıp, öğretmenlerini gururlandırmanın heyecanı yaşadı. Sınava düzenli ve disiplinli çalışıp, çok soru çözerek hazırlandığını söyleyen Ömer Kaan Cansu, “Ailemin bana desteği, başarılı olmamda çok önemli rol oynadı. Eğer onlar olmasaydı yapamazdım. Bundan önce başarılarım var; bu işin sırrı çok çalışmak. Okuldan gelince ortalama 1 saat dinlenirdim. Günde en az 250-300 soru çözerdim. Seneye bu sınava hazırlanacak arkadaşlara tavsiyem, yaz tatilini verimli değerlendirmeleridir. Bence bu işe yaz tatili öncesin başlamalılar çalışmaya. Sabah saatlerinde bir disiplin oturtmalılar kesinlikle. Yoksa geri kalabilir, işiniz zora girebilir. Sosyal hayatıma da devam ettim, arkadaşlarla haftada 1 gün buluşurdum. Bu işler dengeli oluyor. Hafta sonları hiç çalışmadım mesela, kendime zaman verdim. Yoksa bunalırsanız. İlk tercihim İstanbul Erkek Lisesi olacak. Burada ya da Almanya’da okuyup, genetik mühendisi olmak istiyorum” dedi.

‘BAŞARININ TEMEL SIRRI 3 AYAK ÜZERİNE OTURUYOR’

Trabzon Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ali Cansu da oğlu Ömer Kaan’ın başarısıyla mutlu olduklarını belirterek, çocuklarını sınavlara hazırlayan ailelere de uyarılarda bulundu. Diğer oğlunun da birinciliği olduğunu anlatan Prof. Dr. Ali Cansu, “İki çocuğumdan birisi TEOG’dan diğeri LGS’den tam yaptı. Başarının temel sırrı 3 ayak üzerine oturuyor. Aile, çocuk ve okul ayağı. Mutlaka bir hedefinizin olması, bunu da çocukla beraber yapmanız lazım. Hedef oluştuktan sonra bu 3 ayağı da düzenlemeniz lazım. Birinci ayak çocuk ayağı; çocukla ilgili önce çocuğumuzun bir kapasitesini bilmemiz gerekiyor. Biz mümkün olduğunca çocuğumuzun ders çalışırken burada farklı bir şeyler yapmadık. Yani siz burada eğlenceli bir şey yaparken çocuğun içeride ders çalışmasını bekleyemezsiniz. Mutlaka o ortamı ona sağlamanız lazım. Odasını steril hale getirdik, dikkat dağıtıcı bir şey yerleştirmedik ve kesinlikle çok çalışmasına daha çok düzenli çalışmasını sağladık” diye konuştu.

‘HEDEFİ ÖNCEDEN BELİRLEMEK LAZIM’

Disiplinli çalışmanın önemine vurgu yapan Prof. Dr. Ali Cansu, “Devamlı yavrumuzla ilişkili bir problem varsa onları gidermeye çalıştık. Bu şekilde bu üç ayağı düzgün tuttuk ve bir hedef belirledik. Ömer Kaan’daki hedef ağabeyine dahil 3 yıl öncesinde belirlemişti. Yani ben son yılda işte şurayı kazanacağım bu çok zor. Yani bu hedefi önceden belirlemek lazım. O yüzden 3 yıl boyunca kendi isteğiyle hem fizik olimpiyatları, hem matematik olimpiyatlarına hazırladık, buralarda şampiyon oldu. Bir çocuk nöroloji olarak beyinle uğraşan birisi olarak şunu söyleyeyim bu sınavlar yaklaşık ortalama yani 100-110 IQ ile tam yapılabilecek bir sınav. Yani ille de IQ’nun yüzde 130-140 yani üstün zekalı olmasına gerek yok. Bu dediğim planlama bu üçlü ayak düzgünce uygulanırsa çocuğunuzu da çok iyi tanırsanız, bu sınavlardan her çocuk üstün başarı ile ayrılabilir” dedi.

‘ŞEKERLİ, KARBONHİDRATLI YİYECEKLERDEN UZAK DURULMALI’

Öğrencilerin çalışmalarında elektronik cihazların tehlikesine değinen Prof. Dr. Cansu, “Sınav boyunca en büyük savaşımız bu eğlenceli şeyler; telefonlar, elektronik cihazlar ve bilgisayarla oldu. Bu elektronik cihazlar ve oyunlar, insanlar eroin almış kadar yüksek oranda dopamin salınımına neden oluyor. Yani çocuk harika bir ortamda, eğlenceli bir şekilde dopamin salgılatacak oyunlar yerine bunu çok uzun vadede sağlayabilecek ders çalışmasını bekliyoruz. Bu gerçekten onlar için çok zor bir durum. O yüzden bu elektronik cihazları mümkün olduğunca kısmamız gerekiyor. Bu süreçte en çok yaşanan zorluklardan biri dikkat eksikliği. Dikkat eksikliğini yenmek için özellikle beslenmeye çok önem verdik. Şekerli, karbonhidratlı yiyeceklerden mümkün olduğunca uzak durduk. Benim gördüğüm sınavlarda aileler çocuklara pizza getirmiş şekerli yiyecekler getirmiş. Bu yapılabilecek en büyük yanlış. Çünkü bu tür yiyecekler, anında kan şekerini yükseltiyor belli bir süre sonra da vücut onu hızla düşürüyor. Hem yükselirken hem düşerken çocuğun dikkati dağılıyor o yüzden anne babalara bu süreç içerisinde özellikle beslenme de önem vermelerini özellikle şeker ve karbonhidrat yiyeceklerden mümkün olduğunca uzak durmalarını öneriyorum” ifadelerini kullandı.

‘BAŞARININ SIRRI DİSİPLİNLİ ÇALIŞMA’

Ömer Kaan Cansu’nun annesi KTÜ’lü akademisyen Dr. Ayşegül Cansu ise “Ömer Kaan çok disiplinli çalıştı. Aslında bu bir ekip işi, ekibin başı Ömer Kaan’dı. Ailesi olarak, okulu çok destek oldu. Başarının sırrı disiplin ve çalışma. Elektronik cihazlardan uzak tutmaya çalıştık, zaten kendisi de o disiplini sağladı. Düzenli çalışma ve erken başlama önemli. 3 yıldır emek veriyoruz; erken başlama ve disiplin, aile ve okul da destek olunca, çocuk da eğer istiyorsa sonuç güzel oluyor” dedi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu