Yılmaz Büyükersen: “Kılıçdaroğlu Eskişehir’de Büyük Farkla Başkan Seçilecek”
MELTEM KARAKAŞ
EskişehirBüyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, “25 yıla yakın siyasi hayatımda edindiğim tecrübe ile aldığım tüm bilgilerle şunu söyleyebilirim ki Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir seçimle Eskişehir’de cumhurbaşkanı seçileceğinden hiç şüphem yok. Büyük farkla CHP, genel seçimlerde bugüne kadar aldığı oyların çok üzerinde birinci parti olacak. Eskişehir’de çıkacak” dedi.
Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen dün akşam ES TV’de seçimle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Büyükerşen’in açıklamaları şöyle:
“TÜRK, HALK, TÜRK SEÇMEN ÇOK YORULDU”
“Son anayasa referandumundan sonraki yıllarda Türk halkı ve Türk seçmeni çok yoruldu. Öyle bir süreçten geçtik ki tek adam süreci, alınan her karar her gün sabah, öğle, akşam bir başkaydı. Akşam televizyon haberlerine baktığınızda bunu görebiliyordunuz.Öyle sert bir politika sürdürüldü ki Türk insanı bir tek adam tarafından tüketildi.Sert konuşmalar,geleneksel siyasetçilerin topluma örnek gösterebileceği sözler gündeme getirildi. Kaldı ki bu siyasi söylemlerin vatandaşta bıraktığı yorgunluğun ötesinde bir de ekonomik yorgunluk, dört nala koşan bir ekonomik durum, yorgunluk, ekonomik bunalım vardı. türkiyeTürkiye’nin bütün Ortadoğu ülkeleri arasında lider olması gerekirken, onlarla her geçen gün sürdürülen mücadelelerin sonucu, Atatürk’ün “Yurtta sulh, cihanda sulh” dış politikasından vazgeçmesi olmuştur. türkiye Onu neredeyse yalnız bırakıyordu. Arkadaşları, çevresi, yakın ve uzak çevresi, tüm dostları. türkiye nın bu haline bakar. . . uzaktan ve bundan hiç hoşlanmıyor;
“BU SEÇİMİN HEYECANI YOKTUR”
Bunun ardından Covid denen bir salgın geldi. Covid’in beceriksiz yönetimi nedeniyle Türk seçmeninin omuzlarına ayrı bir yorgunluk bindirildi. Yetmedi, dört nala başlayan ekonomik sıkıntılar ve afet, büyük sarsıcı afet belimizi büktü. Bundan dolayı insanoğlu coşkusunu dile dökebildiği, isteklerini sevinçle ve coşkuyla haykırabildiği bir durumdan çıkmıştır. O yüzden dedikleriniz doğru, heyecan kalmadı bu seçimlerde. Özellikle seçimin dar bir alana daralması, vatandaşların meydanlarda fikir ve duygularını dile getirmesine engel oldu. Siyasetçilerimizin televizyonlardaki konuşmaları, gazetelerimizdeki siyasi görüş ve tartışmaların ötesinde ne yazık ki yeni bir genel seçime böylesine yorgun bir halde gidiyoruz.”
“SEÇİMDE DEĞİŞİKLİĞE İHTİYACIMIZ VAR”
Cumhuriyetin ikinci asrından Büyükerşen şöyle demiştir:
türkiye Bu seçimler sonucunda sadece benim değil tüm Türk milletinin hayalleri 2. asrın 2. asrında gerçekleşmelidir. Bunu yapmak zorundayız çünkü türkiye Hem içeride hem de uluslararası alanda, hem ekonomik hem de toplumun yükselmesi, ülkenin kalkınması açısından ülkenin gidişatının ivedilikle ele alınması ve yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Daha doğrusu, mantıklı düşünürseniz, mantıklı düşünürseniz, iflas eden bir ekonomide güvendiği tüm garantileri kaybetmiş bir siyasi yapı ve 82 milyon insanın tüm ülkenin geleceği ile oynayabileceği kararlar. tek bir adamın ağzından, Türkiye gibi büyük bir ülkenin, büyük bir nüfusun bütün sorunlarını, günlük sorunlarıyla, geleceğin sorunlarıyla geçmişteki hatalarını telafi edecek politikaları hayata geçirmesi mümkün değil. O yüzden ne yaparsak yapalım bu seçimlerde bir değişikliğe ihtiyacımız var. Bu değişimin gerçekleşmesi gerekiyor. Bu bir hükümet değişikliğidir, bu bir rejim değişikliğidir. Baktığınız zaman bu değişikliği neden istiyoruz diye sorarsanız, bir zamanlar adalet sistemi, yargı sistemi Türk insanının değiştirmek istediği bir yapıdadır. Bunun dışında yıllardır demokrasi diye parçalandık ama demokrasimizden eksi demokrasimizden eser yok. Tek adam rejiminin getirdiği özgürlüksüz ortam, basın özgürlüğünün, ifade özgürlüğünün, davranış özgürlüğünün olmadığı, gençler orta seviyeye gelene kadar özgürlüğün kalmadığı bir ülkede yaşıyoruz. müzik festivalleri düzenleyin. Gerçekten çok büyük bir acı. Duyuyoruz, hissediyoruz. Sabırsızlıkla sandığa gitmeyi bekliyoruz.
“ANAYASAL REFORMDA BÜYÜK BİR MİLLET YAPTIK”
Maalesef son anayasa referandumuyla millet olarak büyük bir hata yaptık. Mevcut parlamenter sistemin, yani parlamenter sistemin referandum öncesi aksayan yönlerini görünce yeni bir anayasa değişikliği ve yeni bir parlamenter sistem geleceğini düşündük, dolayısıyla yeni anayasanın bize neler getireceğini tartışmadık bile. Ancak uygulamadan sonra yeni rejim değişikliğinin tek adam rejimine geçiş olduğunu gördük. Benim parlamenter sistemimin eski haliyle de olsa ayakta kalmadığını gördük. Hani başbakan yok, hükümet adeta bir memurlar kurulu gibi, sekreterlerden oluşan bir hükümet, cumhurbaşkanının istediği zaman atadığı, istediği zaman görevden aldığı bir sistem. Parlamentonun denetleme yetkisi yoktur. Meclis içinden seçilmiş bir hükümet, o hükümet iktidara geldiğinde, eskisi gibi bir program hazırlayacaktı, iktidara gelenler için hükümet programı. Nasıl bir başvuruda bulunacakları ve meclisin hükümet programını kabul edip etmeyeceği mecliste kamuoyunun bilgisine sunuldu. Aksi takdirde hükümet yeniden kurulacaktı. Tabi bu yöntemler ortadan tamamen ortadan kalktı. Mutlak egemenlik, vatandaşın kayıtsız şartsız seçtiği parlamentodadır. Bu, cumhuriyetin ilk kuruluşundan bu yana ana kural olmuştur ve ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ sözü sonsuza kadar TBMM’nin duvarına yazılmıştır.
“BÜTÜN SORUNLARIN ÇÖZÜMÜNÜ TEK ADAM İLE BAĞLADIK”
82 milyonluk güçlü bir cumhuriyetin kusurları olduğu, zayıfladığı, yanlış ekonomik ve yanlış siyasi kararların yanlış hükümetlerle alındığı, geçmişten bu yana yanlış kalkınma kararlarının verildiği dönemin hatalarını düzeltmek yerine biz ne yaptık; tüm bu sorunların analizini tek bir adama bağladık. Sabah uyandığında hangi hükümle neye karar verecek? Öğlene kadar verilen süre içerisinde yaşanan iç ve dış olaylar karşısında neye karar vereceğimizi, neyi değiştireceğimizi, neyi hangi KHK ile kaldıracağımızı bilemedik. Akşam da öyle. Sabah televizyonu açarsın, ayrı bir dert, bir adamın iradesiyle. Televizyonu öğlen açıyorsun bambaşka bir olay, akşam açıyorsun bambaşka bir olay. Yorgun ve bitkin bir şekilde yatacaktık. Bu durum, Türkiye’de siyasetçilere duyulan güvenin, siyasetçilerin söylediklerini dinlemenin ve geleceğin ışığını onlarda görmenin çok gerisinde kaldığını gösterdi. Bu nedenle Sayın Kemal Kılıçdaroğlu bir yıldır Millet İttifakı uzmanlarıyla cumhurbaşkanı seçildikten sonra ne yapılacağı, parlamenter rejimin nasıl revize edileceği, gerçek demokrasiye nasıl kavuşacağımız, hasretin nasıl olacağı üzerine çalışıyor. halkın istekleri nasıl yerine getirilecek, yanlış anlaşılmalar nasıl giderilecek, neler yapılacak. içerdeler.
“BÜYÜK HİZMETLER YAPILACAK”
Bu seçimlerde önce cumhurbaşkanlığı seçimini kazanıp ardından mecliste çoğunluğu elde edip gerçek parlamenter sisteme geçmekle işimiz çok kolaylaşacak. Birçok yasanın bir anda değiştirilmesi gerekiyor. Bana sorarsanız bunlar parti kanunları, seçim kanunları ve değiştirilmelidir. Devletin yapısında, özellikle yerel yönetimlerde, çok reformist yönetim biçimlerinin modellerini bulmak ve uygulamak zorundayız.”
“İnşallah GERİ DÖNER İNŞALLAH, ‘BOŞUM’ DİYOR”
Büyükerşen, Muharrem İnce’nin adaylık sürecine ilişkin şunları söyledi:
“Görüyorum ki Muharrem İnce’nin cumhurbaşkanı adayı olarak seçimi ikinci tura bırakma çabası, onun hakkındaki genel kanaatim olan, boyundan beş santim yukarıda olma hırsına bağlı. Eski bir CHP’li olarak, kendisini cumhurbaşkanlığına da aday gösteren partisine karşı hissettiği bir vefasızlıktır. Umarım geri alır ve ben vazgeçtim der. Bu yüzden siyasetteki eski prestijini geri kazanacağını düşünüyorum.”
“ECEVİT’İN KEMİKLERİ DÖKÜLÜYOR”
DSP’nin Cumhur İttifakı’nı destekleme kararının DSP’lilerin kararı olmadığını belirten Büyükerşen, “Altını çizelim. Çünkü Sayın Aksakal’ın bu kararından sonra DSP’lilerin hepsi DSP’den istifa etti. Ben de iliklerine kadar hissediyorum. Merhum Bülent Ecevit Ağrı’nın “DSP’nin takviyesinden bahsetmeye gerek yok bence. Gördüğüm bütün DSP’liler her yerde Millet İttifakı’nı destekleyeceğini söylüyor. Bize ilgilenmememizi söylediler” dedi.
“CHP ŞİMDİYE KADAR ALDIĞI OYLARIN DAHA FAZLASINI ALACAK”
Eskişehir’deki cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerini değerlendiren Büyükerşen, “Yaklaşık 25 yıldır siyasetin içindeyim. Kemal Kılıçdaroğlu’nun da son toplantıda mitingin yapıldığı alan Eskişehir’in en büyük miting alanı. Orada karşıma çıktı. beklemediğim büyük bir kalabalık biliyorum.aldığım tüm bilgilerle şunu söyleyebilirim ki yaklaşık 25 yıllık siyasi hayatımda edindiğim tecrübe ile Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı seçileceğinden hiç şüphem yok Eskişehir’de büyük bir farkla CHP seçimden Eskişehir’de bugüne kadar aldığı oyların çok üzerinde parti olarak birinci parti olarak çıkacaktır.” konuştu.